İhracatçılarda seçim heyecanı erken başladı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Tl sektör, 61 İhracatçı Birliği ile 95 bini aşkın ihracatçıyı temsil ediyor. 1993 yılında kurulan TİM, ihracatçı şirketlerin çatı kuruluşu konumunda. 61 birlik ve TİM yönetimi birkaç aşamalı seçim ile belirleniyor. Seçimler dört yılda bir yapılıyor. En son seçim, 2018 yılında yapılmıştı. Yeni dönem seçimleri ise 2022 Mart-Mayıs döneminde gerçekleşecek. Daha seçimlere altı ay var, ama seçim kulisleri şimdiden başladı. Kulisimize geçmeden önce TİM ve ihracatçı birliklerinde seçim sürecini kısaca anlatalım. Öncelikle her birlik kendi İTJ1 içinde seçim yapıyor. Birliğe üye ihracatçı şirketlerin temsilcilerinin oyları ile yönetim kurulu üyeleri ve TİM delegeleri belirleniyor.

TİM Başkam’nı da bu delegelerin seçtiği sektör konsey üyeleri seçiyor. TİM Başkanlığı’nı dört yıldır İsmail Gülle yürütüyor. Şu an TİM tarafını konuşmak için çok erken. Çünkü TİM Başkanı olabilmek için birlik seçimlerinin bitmesi ve sektör seçimlerinden çıkmak gerekiyor. Ancak birlik seçimleri için kulisler başladı. Birlik seçimlerinde adaylığını ilk açıklayan isim İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin eski başkanlarından Ali Kahyaoğlu açıkladı. Seçim dönemine kadar kararda bir değişiklik olmaz ve başka bir aday çıkmaz ise mevcut başkan Aydın Dinçer ile Ali Kahyaoğlu yarışacak.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) de yarışın erken başladığı birliklerden biri. Burada ilk resmi adaylık açıklaması mevcut yönetimde de görev alan Tayfun Koçak’tan geldi. İKMİB Başkanı Adil Pelister’in yeniden aday olup olmayacağını bilmiyoruz, ancak Tayfun Koçak’ın karşısına yeni adayların çıkması muhtemel. Önceki dönem başkanlardan Murat MceuaİAkyüz ve geçen dönem adaylarından PAGEV Başkanı Yavuz

Eroğlu’nun da yeniden aday olacağı konuşuluyor. Seçim kulislerinin döndüğü birliklerden biri de İstanbul Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar ve Mamulleri ihracatçı Birlikleri.

Başkan Haluk Okutur devam edecek mi henüz bilmiyoruz, ama geçmiş dönem yönetim kurullarında görev alan Kazım Taycı’nın da hazırlık yaptığı kulislerde konuşuluyor.

Dediğimiz gibi seçimlere daha çok var. İlk haberleri bizden duyun istedik.

Seçim süreci yaklaştıkça kulisleri aktarmaya devam edeceğiz…

Haberler içinde yayınlandı | Yorum bırakın

47 milyon İsviçre Franklık yatırım

Esans ve aroma şirketi olan Firmenich ve uluslararası esans üreticisi MG International Fragrance Company, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde Bölgesel Esans Üretim üssü haline gelecek yeni tesisin temelini attı.

47 milyon CHF’lik (İsviçre Frankı) yatırım ile 20 bin tonluk ek kapasite sağlayacak olan yeni üretim tesisi, Türkiye başta olmak üzere Orta Doğu ve aralarında Afganistan, Kazakistan, Tacikistan’ın da bulunduğu toplam yedi ülkeden oluşan Stan Ülkelerine hizmet edecek. Yeni tesisin, Firmenich’in dünya çapındaki 46 esans, aroma ve bileşen fabrikasından oluşan küresel servis ağına katılarak 2023 yılının son çeyreğinde faaliyete geçmesi bekleniyor.

ekonomi iş içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Emlakta panik alımlar

EMLAK piyasası uzmanlarının en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olmak gerektiğini açıkladıkları günler unutulacak kadar geride kalmadı. Koronavirüs pandemisi, insanları evlerine kilitlemiş, her sektörü paramparça etmiş, on milyonlarca çalışanın işine mal olmuş, emlak piyasası dipfrize girmişti. Krediyle ev alanların hesaplan altüst olmuş, mortgage ödemeleri için biraz daha zaman tanınması, esnek olunması için bankalara başvuruların sayısı yüzbinleri geçmişti.

Uluslararası emlak danışmalığı yapan ve dünya çapında 500’den fazla ofisiyle müşterilerinin güvenli, konforlu ve uygun fiyatlı evler bulmasına yardımcı olan Londra merkezli Knight Frank şirketinden Kate Everett-Ailen, “Bu kez, 2008 krizini yeniden yaşayacağız diye düşünmüştük” diyor (2007-2008 küresel finans krizi, 1930’lardaki Büyük Buhran’dan sonra dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük finansal felaket olarak gösterilmişti. ABD’de mortgage sistemi çökmüş, bankalar zor durumda kalmış, 160 yıllık yatırım bankası Lehman Brothers iflas etmişti).

SON 20 YILIN EN HIZLI ARTIŞI

Emlak piyasasının 12 yıl öncesine döneceği endişesi içinde olan sektör, koronavirüsle gelen korkunun, emlak piyasasını bir kez daha çökerteceğini düşünüyordu. Ailelerin ikinci evlerini satıp fiyatların daha da aşağı çekilmesine yol açacağı bile hesaba katılan felaket senaryolarından biriydi. “Aslına bakacak olursak, bunların hiç biri olmadı” dedi Everett-Ailen. Tam tersine gayrimenkul fiyatları yükseldi. ABD’den Yeni Zelanda’ya, İngiltere’den Almanya’ya, Peru’dan Çin’e kadar. Ev fiyatları roket hızıyla yükseldi ve hem ev sahibi hem kiracı olan potansiyel alıcılar, panik halinde emlak acentelerinin telefonlarını meşgul ettiler.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin (Organization for Economic Cooperation and Development) verilerine göre 37 zengin ülkede konut fiyatları, 2019’un son çeyreği ile 2020’nin son çeyreği arasındaki dönemde yüzde 7 oranında artış gösterdi. Bu artış, son 20 yılın en hızlı fiyat artışı (OECD, 38 üyelidir). Bir başka deyişle OECD, fiyatların istikrarlı olduğu 2015 yılını 100 kabul etti. 2000’de 80 düzeyine inmiş olan fiyatlar, 2020 sonunda 125 çizgisine ulaştı.

TÜKETİCİNİN EMLAK TERCİHİ DEĞİŞTİ

Pek çok ülke, koronavirüs nedeniyle sınırlarını kapatmış ya da girişleri kısıtlamış durumda. Yabancı sermayenin girmesi halinde emlak piyasalarının daha da canlanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ama yatırımcılar da pandemi yüzünden başka ülkelerde yatırım yapmaya çekiniyor. Bazı hükümetler, ev kredilerini geri ödemekte zorlanan ailelere, konutları ellerinden alınmaması için kısıtlamalar ve yasaklar getirerek yardım ediyor. Piyasalara trilyonlarca dolar aşılayarak ekonominin canlı tutulmasını sağlamaya çalışıyor. Pek çok ülkede mortgage ödemelerinin kolaylıkla yapılabilmesi için faizler aşağı çekildi. Konut alım satımıyla ilgili işlemlerde vergilerin geçici olarak azaltılması yoluna gidildi, önlemlerin çoğu, emlak piyasasında yastık etkisi oluşturdu ama pandemi fiyatların düşmesini önledi.

Emlak piyasası araştırmacılarından İngiliz Richard Donnell, “İnsanları aylarca evlerine kapatırsanız, evlerini ofis ya da dershane haline getirirseniz, onlar da hızla yeni bir durum değerlendirmesi yaparlar ve rahat hareket edebilecekleri müstakil, bahçeli konut arayışına girerler” diyor. Varlıklı bireyler, kentleri terk ederek kırsalda geniş evler bulmaya çalıştı. Kent merkezlerinde, işlerine gitmek yerine evlerinden çalışıp, gerekli olduğunda ofise gitme eğiliminin, pandemi sona erdiğinde de devam etmesi bekleniyor, örneğin İngiltere’de, başkent Londra’ya bir saatlik tren yolculuğu mesafesinde olan kır evleri, yüzde 10’un da üzerinde değer artışı gördü. Ingiliz emlak uzmanı Henry Pryor, “38 yıldır emlak işinde-yim. Böyle bir piyasayı daha önce hiç görmedim. İnsanlar, kendilerine uygun kır evi bulmak için aracılara binlerce pound para bile veriyor” diyor. Sonra sözlerini şöyle sürdürüyor: “On ay önce insanlar, bulamayacakları düşüncesiyle tuvalet kağıtlarına hücum etmiş, market raflarını boşaltmıştı. Bu düşünceleri doğru çıkmadı ama şimdi de aynı telaş, aynı panik emlak piyasasında yaşanıyor”.

EVİ GÖRMEDEN TEKLİF VEREN VAR

Konut fiyatları İngiltere’de, OECD ortalamasından daha yüksek oranlarda arttı. Son üç yüzyıldan bu yana fiyatlar, yüzde 8.5’luk artış gösterdi. ABD’de de durum farklı değil. 300 bin doların altında alıcı bulamayan evlerin, birkaç ayda 330 bin dolara adeta ka-pışıldığı belirtiliyor. Başkent Washington DC’de durum daha çılgın bir hal almış. Emlakçı Ellen Coleman, banliyöde tamir gerektiren 275 bin dolarlık müstakil bir ev için, satışa çıkarıldıktan sonraki üç günde 76 teklif aldığını, dört odalı, 160 metrekare evin sonunda 460 bin dolara satıldığını kaydediyor. Artış, yüzde 70…

Almanya, Avusturya ve İsviçre’de, aylardır satılamayan evlerin bir hafta içinde sahip değiştirdiği biliniyor. Portekiz’de hem yerli hem yabancı alıcıların neredeyse evi görmeden teklif verdiği ifade ediliyor. İtalya’da da herkes neredeyse Ortaçağ’dan kalmış evlerden oluşan tarihi kasabalara hücum etmişti. Alımları teşvik etmek için evlerin 1 euro gibi sembolik bir fiyata satılacağı açıklanmıştı. Ama ilk alıcılar, ne büyük bir hata yaptıklarını geç de olsa fark ettiler. Alıcı, evi restore etmekle yükümlü. Evin yıkılıp yeniden yapılmasına izin verilmediği için yüzbinlerce euro tutan restorasyon parasını ödemek zorundalar. Üstelik restorasyon, orijinaline sadık kalınarak yapılmalı.

GELECEK FELAKETLERE HAZIRLIK

Geleneksel olarak emlak piyasası güçlü olan İngiltere, Fransa, Belçika ve Brezilya gibi ülkelerde, 2021’in ilk üç ayında satış rekorları kırıldı. Portekiz’de faaliyet gösteren Fine&Country emlak danışmanlık şirketinden Charles Roberts, “O kadar çok körlemesine satış yaptık ki, inanamazsınız. Alıcıların çoğu evlerini parayı ödedikten sonra gördü. Örneğin Güney Afrika’dan bir müşteriye, Portekiz’in Cascais sahilinde 3.5 milyon euro’ya ev sattık. Alıcı daha önce Cascais’in nerede olduğunu bile bilmiyordu” diyor. Roberts’a göre insanlar, temiz hava alabilecekleri, geniş alana sahip, manzaralı evler istiyor. Bunun sebebi sadece koronavirüs pandemisi değil. Bundan sonra ortaya çıkacak bir başka ölümcül virüse karşı şimdiden tedbirli olmak.

Yeni Zelanda’da konut fiyatları yüzde 24, Çin’de yüzde 12 arttı. Çin’de satışlar, Beijing, Şenzen, Şanghay, Guangzhou gibi kentlerde yoğunlaştı. Çin’de ailelerin konut sahipliği sınırlandırıldığından, mahkemelere yüzbinlerce boşanma dilekçesi verildi.

İnsanlar neden böyle panik alımlar yapıyor? Panik alımlar, bir felaket sırasında veya sonrasında hayati ürünleri bulamama kaygısıyla yapılan yüksek fiyatlı alımlar olarak nitelendiriliyor. En iyi örneği, pandemi başlangıcında insanların tuvalet kağıtlarına hücum etmesi. Evlerinde hardal veya ketçap olmayabilir ama hijyen açısından tuvalet kağıdının yokluğu son derece sakıncalı. Küresel sağlık krizlerinde ise panik alımlarını körükleyen dört faktör bulunuyor. Birincisi, sağlık krizi tehdidinin, ürün yokluğu ya da darlığına sebep olması ihtimali. İkincisi belirsizlik ortamının nelere mal olacağını bilememe korkusu. İnsanların, durum kontrol altına alınana kadar geçecek sıkıntılı günleri stok yaparak rahatlatma güdüsü, üçüncü faktör. Son olarak psikolojik bir “sürü davranışı” gösterilmesi. Komşunuz, alışverişten paket paket ürünle evine dönmüşse siz de aynı şeyi yapma ihtiyacı duyuyorsunuz.

PANİK ALIM ESKİ ALIŞKANLIK

Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında panik alımlar yaygın bir şekilde görüldü. Ama birinci savaş (1914-1918) dört yıl, ikinci savaş (1939-1945) altı yıl sürdüğünden insanlar stok yapacak ürün de bulamaz oldu. 1918-1919 yıllarında Avrupa’yı kasıp kavuran İspanyol gribi döneminde grip ilaçları için panik alımları yaşandı. İlaç bulamayanlar için öksürüğü azaltan ve eklem ağrılarına iyi gelen Amerikan yapımı Vicks merhemi, en ideal mentollü, rahatlatıcı kimyasaldı. Şirket Avrupa’da yılda 900 bin dolarlık satış yaparken İspanyol Gribi sürecinde 2.9 milyar dolarlık Vicks sattı.

1922’de Avusturya’da hiperenflasyon nedeniyle yapılan yiyecek istifleme, 1962’de Küba krizi nedeniyle ABD’de görülen konserve yiyecek satışı patlaması, 1973’te ABD’deki tuvalet kağıdı paniği, 1979’da petrol krizi sırasında yakıt stoklanması, 2001 ’de 11 Eylül saldırıları sonrasında insanların altın, gümüş gibi değerli metallere hücum etmesi, 2013’te Venezuela ekonomik krizinde halkın stokçuluk yapması, geçtiğimiz mayıs ayında ABD’nin Florida eyaletine giden petrol boru hattının bilgisayar korsanları tarafından kesilmesi sonucu halkın benzin depolaması, panik alımlarının en belirgin örnekleri.

Haberler içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Kendi kargo şirketini kuruyor

Kamuoyu, dünya e-ticaret devi Amazon’un Türkiye’ye resmen geldiğini ilk bu sayfalardan öğrenmişti. Amazon’un Türkiye’de şirket kurduğunu ilk biz yazmıştık. Bugün firmanın Türkiye’de kurduğu şirket sayısı üçe çıktı. İlk şirketini 2017 Temmuz’da Amazon Turkey Perakende Hizmetleri unvanıyla kurdu. İkincisini 2017 Eylül’de Amazon Web Services Emea Sari (Merkezi Lüksemburg) İstanbul merkez şubesi olarak kurdu. Son şirketini ise geçen yıl Amazon Turkey Yönetim Destek Hizmetleri Limited Şirketi unvanıyla faaliyete geçirdi.

Pandemi nedeniyle e-ticaret bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi oranda büyüdü. Bu alanda kıyasıya rekabet yaşanıyor. E-ticaret siteleri, alışveriş portalları artık müşterilerini elinde tutabilmek için hızlı teslimatı öne çıkardı. Nitekim lojistik operasyonlarını doğru yapanlar bir adım öne çıkıyor. Öğrendiğimize göre Amazon Türkiye, teslimatta daha hızlı olabilmek ve lojistiğini kendi yönetebilmek için harekete geçmiş ve bir kargo şirketi kurmaya karar vermiş. Eylül ayında hizmete girecek olan kargo şirketi önce İstanbul Anadolu yakasına sonra tüm İstanbul’a hizmet verecekmiş. Ardından Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlere de genişleyecekmiş. Önemli bir ayrıntı, şirket sadece Amazon müşterilerine hizmet verecek ve başka sitelerden yapılan alışverişlere hizmet verilmeyecekmiş. Üç yıl sonra ise tüm piyasaya hizmet verecekmiş… kaynak: https://bayilik.weebly.com/

Haberler içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Yeni kurgusal evrenimiz

SANAL gerçeklik, günümüzün en dikkat çeken teknoloji alanlarından birisi. Turizmden gayrimenkule, eğitimden pazarlamaya pek çok sektörde kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Kullanıcılarına zamandan ve maliyetlerden tasarruf imkanı sunan bu teknoloji konusunda ülkemizde de iddialı firmalar var. Modern Innova bunlardan birisi. 2011’den beri özellikle iş güvenliği alanlarında sanal gerçeklik uygulamaları geliştiriyor. Kendisini “dijital sanatlar ajansı” olarak tanımlayan firma, ekipman, makine, kepçe kullanım eğitimi, mobil uygulama, doktor eğitimi, sanal gerçeklikte iş güvenliği simülasyonu, okçuluk eğitimi, deprem simülasyonu gibi projeleri hayata geçirmiş. En son hayata geçirdiği Vemaker ise online etkinlikler düzenlenmesine, fuar ve eğitim organizasyonlarının yapılmasına olanak sağlayan yepyeni bir uygulama. Vemaker, gerçeğin ve sanalın iç içe geçtiği kurgusal bir evren. Bu platformla kullanıcılar sanal ortamda etkinlik, toplantı, buluşma, kongre ve fuarlar düzenleyebiliyor.

Sistem içinde avatarınızı oluşturarak gezebiliyorsunuz. Dilerseniz ofis kiralayabiliyor, hatta satın alabiliyorsunuz. Bir yerden bir yere gitmek için sanal trene binip etkinlikleri gezebiliyorsunuz. Platform özellikle M.I.C.E. sektörü tarafından rağbet görüyor. Firmanın Yönetici Ortağı Alper Gökçer ile bu sıra dışı platformun detaylarını konuştuk…

Okumaya devam et
makale içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Küçük aile işletmelerine büyük destek

TÜRKİYE genelinde büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık işletmelerinin altyapı, verimlilik artışı ve modernizasyon yatırımlarına yüzde 50 oranında hibe desteği verilecek. Hibe destekten, işletmesi en az bir yıldır aktif olan, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sistemlerinde aktif olarak kayıtlı bulunan, büyükbaşta 10-50 baş anaç kapasiteli, küçükbaşta 100-300 baş anaç kapasiteli gerçek ve tüzel kişi yetiştiriciler yararlanabilecek. Hibe programı çerçevesinde büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık işletmelerinin altyapısının geliştirilmesi için yeni ahır veya ağıl yapımı, kapasite artırımı veya rehabilitasyonu, hayvan barınağı amaçlı çadır alımına yüzde 50 hibe desteği verilecek. Hayvansal üretimde verimlilik ile kalitenin artırılması ve küçük aile işletmelerinin modern hayvancılık işletmelerine dönüştürülmesi amacıyla makine alet ve ekipman alımı çerçevesinde gübre sıyırıcı sistemi, seyyar süt sağımı makinesi, süt soğutma tankı, hayvan kaşıma ünitesi, otomatik suluk alımına da yüzde 50 destek sağlanacak. Girdi maliyetlerinin düşürülerek hayvansal üretimde karlılığın artırılması ve sürdürülebilirliğinin korunması amacıyla yem hazırlama makinesi alımlarına da yüzde 50 hibe desteği verilecek. Ana hedef kitlesi küçük aile işletmeleri olan program, 2021’de ülke genelinde uygulanacak.

MODERN HAYVANCILIĞA DESTEK

21 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık işletmelerine Yönelik Yatırımların Desteklenmesine İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı” ile mevcut büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık işletmelerinin altyapılarının geliştirilmesi, hayvansal üretimde verimlilik ile kalitenin artırılması ve buraların modern hayvancılık işletmelerine dönüştürülmesi için yapılacak yatırımların desteklenmesi amaçlanıyor. Karara göre yüzde 50 oranında hibe desteğinden başvuruları onaylanan gerçek ve tüzel kişi yatırımcılar, yatırım konularının her birinden bir defa yararlanabilecek. Yatırım tutarının desteklenmeye esas üst sınırı Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenecek. Üst sınırını aşan kısmı ise ayni veya nakdi katkı olarak yatırımcı tarafından karşılanacak. Uygulanacak hibelerden, projesi onaylanan ve belirtilen süre içinde yatırımını tamamlayanlar yararlanabilecek. Bakanlık, bölgesel gelişmişlik farklılıklarını dikkate alarak başvuru şartlarını belirleyecek ve başvuruları onaylayacak. Karar uyarınca Ziraat Bankası aracılığıyla yapılacak ödemeler, genel bütçeden Tarım ve Orman Bakanlığı’na tahsis edilen Hayvancılığın Geliştirilmesi Programı’nda yer alan sermaye transferleri ödeneğinden karşılanacak. Kararın uygulanması dolayısıyla bankaya destekleme tutarının yüzde 0.2’si hizmet komisyonu olarak ödenecek. Uygulanmaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile belirlenecek.

Okumaya devam et
Haberler içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Daha işlevsel konkordato

YENİ düzenleme ile İcra ve İflas Kanunu’nun konkordatoya ilişkin hükümlerinde değişikliğe gidiliyor. Kanun teklifi ile konkordato kurumu daha işlevsel hale getirilecek, iflas tasfiyesinin daha etkin bir şekilde yürütülebilmesine yönelik düzenlemelere gidilecek. İflasta mal ve hakların paraya çevrilmesi usulünde değişikliğe gidilen teklif ile iflas aşaması bakımından ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar ile bu mal ve hakları bünyesinde bulunduran işletmeler bir bütün olarak satılacak.

Kanun teklifi çerçevesinde dijital dönüşüm ve iş yapma kolaylığı endeksi metodolojisi çerçevesinde yatırım ortamının ve hizmetlerin iyileştirilmesi amacıyla Belediye Gelirleri Kanunu, Harçlar Kanunu, Kat Mülkiyeti Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da bazı düzenlemelere de gidilecek.

Konkordato

NİTELİKLERİ ARTIRILACAK

İcra ve İflas ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Teklif ile 15 Mart 2018’de yürürlüğe giren İcra ve İflas Kanunu’nun konkordatoya ilişkin hükümlerinde değişikliğe gidiliyor. Teklifin aynen yasalaşması durumunda, iflas idare memurları, bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan iflas idare memurları listesinden seçilecek. Memurlardan biri yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir, biri ise hukukçu olacak. Listeye kayıt için Adalet Bakanlığı’nca izin verilen kurumlardan alınacak eğitimin tamamlanması zorunlu tutulacak. Bir iflas idare memuru, eş zamanlı beşten fazla dosyada görev alamayacak.

Okumaya devam et
ekonomi iş içinde yayınlandı | , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Gerçek kişinin gerçek faydalanıcısı aranacak!

TEMEL olarak suç gelirlerinin aklanması, terörün finansmanı gibi tehditlerle mücadele etmek için belirlenen uluslararası standartların bir tanesi de gerçek faydalanıcının belirlenebilmesidir. 13 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 529 Seri No.lu VUK GT ile gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim yükümlülüğü ülkemizde de hayatımıza girmiş bulunuyor. Kaldı ki, Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF) tarafından ülkemize yapılan eleştirilerden bazıları da bu konu hakkındadır.

YASAL MEVZUAT (MASAK&GİB)

Türk mevzuatına göre gerçek faydalanıcı: Yükümlü nezdinde adına işlem yapılan gerçek kişi, tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri kontrolünde bulunduran ya da bunlara ait hesap ya da işlemin nihai faydalanıcısı durumunda olan gerçek kişi veya kişiler olarak tanımlanmıştır. Mevzuatımız, “yükümlü” olarak tanımlanan finansal kuruluşlara ve diğer bazı meslek (serbest mali müşavirler ve serbest avukatlar) gruplarına yönelik birtakım yükümlülükler de getirilmiştir. İlgili mevzuat; daha önce Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından, şimdi ise Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından uygulamaya konulan tebliğ ile yürürlüktedir.

Okumaya devam et
ekonomi iş içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Şampiyonluk yolunda, sponsorlar bir arada

Yazın da etkisiyle açık hava etkinliklerindeki buluşmalar kontrollü biçimde yavaş yavaş başladı. Oyun sektörü, aşılanma sonrasında bir nebze de olsa rahat nefes alarak açık lıava organizasyonlarına döndü. Bu hafta önemli isimlerin sponsorluğunda düzenlenen Bitexen TESFED Türkiye Kupası’na odaklanıyoruz…

UZUN süredir devam eden açık hava etkinliklerine yönelik talep, geçtiğimiz hafta Türkiye E-Spor Federasyonu’nun Türkiye Kupası finalleri kapsamında yanıt buldu. Sosyal mesafe kuralları çerçevesinde ve kontroller altında da olsa, pek çok yaş grubundan oyunseveri bir arada görmek oldukça heyecan vericiydi. Destekleyenler arasında yer alan, Türkiye’de faaliyet gösteren pek çok firmanın desteği bazı önemli ipuçları da sunuyor.

Okumaya devam et
Haberler içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Yeni konut projelerinde artış

GEÇEN hafta çok sayıda makro veri açıklandı. Haftanın son işlem gününde Kocaeli’nde işadamları ile bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan önemli açıklamalarda bulundu. Lütfi Elvan, “öncü göstergeler ekonomide büyüme ve yatırım eğiliminin üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ediyor. Bu çerçevede, salgınla ilgili dışsal bir şok olmaması durumunda, 2021 yılı için yüzde 8’in üzerinde bir büyüme bekliyoruz. KGF destekli üç yeni mekanizmayı başlatıyoruz. îlk olarak; likidite sıkıntısı çeken küçük ölçekli firmalara, ilave istihdam ettikleri her bir kişi için KGF kefaletiyle krediye erişim imkânını, İkincisi; imalata dayalı ve ihracatı önceleyen yatırımlara KGF teminatı ile 5. ve 6. bölgelerde uzun vadeli kredi desteğini, üçüncüsü; ihracat potansiyeli yüksek olan KOBÎ’lerin dış pazarlara açılmalarını teşvik etmek üzere Eximbank Kredi Destek Paketini devreye alıyoruz” dedi.

Yeni konut projelerinde hızlanma dikkat çekti. Türkiye Istatistik Kurumu (TÜÎK) verilerine göre belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü 2021 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45.3 artışla 65.4 milyon metrekareye ulaşırken, daire sayısı yüzde 49.8 artışla 328 bin 42 oldu. Yılın ilk 6 ayında belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümü yüzde 3.3 artışla 57 milyon 57 bin metrekareye ulaşırken, daire sayısı yüzde 3.4 artışla 279 bin 635 düzeyinde ger-çekleşti.

TÜÎK verilerine göre belediyeler tarafından 2017’de 1 milyon 405 bin 447 daire inşaatı için yapı ruhsatı verilirken, bu sayı 2018’de 669 bin 165,2019’da 319 bin 722, 2020’de 554 bin 437 olmuştu. Yapı kullanma izin belgesi verilen daire sayısı ise 2018’de 894 bin 240 ile zirveyi görüp, 2019’da 738 bin 889, 2020’de 599 bin 532 düzeyinde gerçekleşmişti.

Pandeminin sonunun geldiği beklentilerinin sektörü harekete geçirdiğini söyleyen İstanbul inşaatçılar Derneği (INDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerindeki artışın buna işaret ettiğini söyledi. Yeni projelerin sürekliliğinin pandemi kaynaklı yeni kısıtlamaların devreye alınıp alınmayacağıyla ilgili olacağını ifade eden Durbakayım, “Sektör önümüzdeki dönemde olumlu beklentileri satın aldı. Ümit ediyoruz ki normalleşmeler devam edecek. Yeni projeler gündeme gelmeye devam edecek” dedi.

konut

KISA VADELİ DIŞ BORÇ STOKU ARTTI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), uluslararası standartlarda yapılan güncellemelere uyum ve yeni veriye erişim kapsamında kısa vadeli dış borç, uluslararası yatırım pozisyonu, firmaların döviz varlık ve yükümlülükleri istatistiklerinde güncellemelere gitti. TCMB verilerine göre Haziran sonu itibarıyla kısa vadeli dış borç stoku 2020 yılı sonuna göre yüzde 6.5 artışla 121.7 milyar dolar oldu.

TCMB’nin uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) verilerine göre Türkiye’nin yurt dışı varlıkları Haziran’da 2020 yılı sonuna göre yüzde 7.4 artışla 274.4 milyar dolar, yükümlülükleri yüzde 12.4 azalışla 555 milyar dolar oldu. Net UYP, Haziran’da 2020 yıl sonuna göre 97.7 milyar dolar azalışla 280.6 milyar dolar açık verdi.

Finansal kesim dışındaki firmaların döviz varlıkları Haziran’da bir önceki aya göre 420 milyon dolar artışla 145.8 milyar dolar olurken, yükümlülükleri 3 milyar 243 milyon dolar azalışla 273 milyar 793 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. TCMB verilerine göre bu dönemde net döviz pozisyon açığı 3 milyar 664 milyon dolar azalışla 127 milyar 980 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu açığı Haziran’da 2020 yılı sonuna göre ise 5.1 milyar dolar artış gösterdi.

BÜTÇE 45.8 MİLYAR TL AÇIK VERDİ

Geçen hafta merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre Temmuz’da bütçe gelirleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10.1 artarak 95.3 milyar TL, bütçe giderleri yüzde 21.4 artışla 141.1 milyar TL olurken, bu dönemde bütçe 45.8 milyar TL açık verdi. Faiz hariç giderlerin yüzde 9 artışla 117.4 milyar TL düzeyinde gerçekleştiği Temmuz’da, faiz dışı denge 22.2 milyar TL açık verdi. Temmuz’da vergi gelirleri yüzde 11.5 artışla 84.7 milyar TL oldu. 2021 yılı Ocak-Temmuz döneminde bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artışla 726.1 milyar TL, bütçe giderleri yüzde 18.1 artışla 804.4 milyar TL olurken, bütçe 78.3 milyar TL açık verdi. Borçlanmanın artması ve finansman maliyetlerinin yüksek olmasının bütçeye yük olduğunu ifade eden Pamukkale Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan öz, borç faiz sarmalına girmemek için bütçe gelirlerindeki artış oranını üst seviyelere çıkarmak gerektiğini kaydetti.

TARIM ÜFE AYLIK YÜZDE 1.34 ARTTI

TÜÎK verilerine göre Tarım ÜFE Temmuz’da, yıllık yüzde 22.8, aylık yüzde 1.34 artış gösterdi. Sektörlerde bir önceki aya göre değişim; ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 0.61, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1.33, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 2.54 artış şeklinde oldu. Bu arada TÜ1K verilerine göre tarımsal girdi fiyat endeksinin Haziran’da aylık yüzde 2.76, yıllık yüzde 27.65 artış gösterdiğini hatırlatalım. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, dünyada ve Türkiye’de iklime dayalı, üretime dayalı değişimler ve risklerin tarımsal ürün ve girdi fiyatlarının sürekli yükselmesine neden olmaya devam ettiğini vurguladı. Tarım ÜFE artarken, aynı biçimde gıda fiyatlarının da sürekli artış gösterdiğini söyleyen Gülçubuk, bütün verilerin bu yükselişin devam edeceğini gösterdiğini kaydetti.

TÜİK geçen hafta 2021 yılı ikinci çeyrek işgücü istatistiklerini de açıkladı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı 2021 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 184 bin kişi azalarak 3 milyon 989 bin kişi, işsizlik oranı 0.6 puanlık azalış ile yüzde 12.4 seviyesinde gerçekleşti. İstihdam oranı 0.4 puanlık artış ile yüzde 44.4, işgücüne katılma oranı 0.1 puanlık artış ile yüzde 50.7 oldu. Bu dönemde atıl işgücü oranı 2.4 puan azalarak yüzde 25.4, genç nüfusta işsizlik oranı 1.5 puanlık azalışla yüzde 23.2 düzeyinde gerçekleşti.

Prof. Dr. Berrin CEYLAN ATAMAN / Altınbaş Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi
“Yüksek katma değerli istihdam stratejisi geliştirilmeli”

2021 yılı ikinci çeyrek işgücü istatistiklerine göre işsizlik geriledi. İşsizlikteki azalma pandemi kısıtlamalarından çıkarak tam zamanlı işlere dönüşlerle açıklanabilir. Öte yandan Türkiye’de yaz döneminde işsizlik, turizm ve inşaat faaliyetlerindeki artış nedeniyle her zaman yılın en düşük düzeylerinde seyrediyor. İkinci çeyrekte yakalanmış işsizlikteki düşme seyrinin yılın ikinci yarısında da devam edeceğine dair bir gösterge olduğunu söylemek zor. Uluslararası siyasi konjonktür, göç ve pandemi belirsizlikleri işgücü piyasalarındaki kırılganlığı arttırıyor. Öte yandan halen 4 milyon olan işsiz sayısı oldukça yüksek, ayrıca Türkiye işgücü piyasasındaki kayıt dişilik, düşük ücret, genç işsizliği, uzun süreli işsizlik gibi yapısal ve niteliksel sorunlar da göz ardı edilmemeli. İşsizliğin nicel olarak düşmesi olumlu bir gelişme ancak istihdamın niteliği de dikkate alınmalı.

Göç sorunu Türkiye’de kayıt dışı istihdamı arttırmakta ve düşük ücret politikasını teşvik etmekte. Niteliksiz işlerin artması uzun vadede Türkiye ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet gücünü düşürerek istihdamı olumsuz yönde etkileyecek. Bu bakımdan yaratılan istihdamın yüksek katma değerli olması yönünde yatırım stratejileri geliştirilmesi önemli.

Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Salgınla mücadelede başarı ile bütçe gelirleri artabilir”

Orta Vadeli Mali Plan’da 2021 yılı sonu G5YH büyümesi yüzde 5.8 belirlendi. Sanayi üretimindeki artış dikkate alındığında ikinci çeyrekte büyüme beklentileri yüksek. Kamu Mâliyesi Raporu’nda büyümenin ikinci çeyrekte ihracatla birlikte çift haneli olacağı tahmini yapıldı. Yıl sonu itibarıyla hedeflenen büyüme rakamına ulaşılabilirle ihtimali yüksek. TÜFE yılsonu yüzde 8 hedeflenmişti Temmuz’daki artışla yıllık enflasyon yüzde 18.95 oldu. Enflasyon oranı hedeflemesinde hedefe ulaşma noktasında tek haneliye düşürmek pek mümkün görünmüyor. İşsizlik oranının yüzde 12.9 olması hedefleniyor. İşsizlik oranı Haziran’da yüzde 10.6 oldu. Hedefler tutturabilir görünüyor. Merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ye oranı yüzde -4.3 hedeflendi. Ancak kamu mâliyesi raporunda yüzde -3.5 seviyesine çekildi. Açıklanan rakamlar ve ülkenin yaşadığı hadiselerin sebep olduğu ek maliyetler hedeflere yaklaşmanın zor olduğunu gösteriyor. Salgın, deprem, sel ve yangınlar sürecinin ekonomi üzerinde olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik bütçeye maliyetler yansıyabilecek. Ancak salgınla mücadelede başarı yakalandığında ekonomik faaliyetlerde iyileşme görülecek ve bütçe gelirleri artabilecek.

Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK / Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Çok yönlü risk ve afet yönetim planı gerekli”

Küresel düzeyde tarımsal ürün fiyat artışları ve aynı biçimde girdi fiyatlarındaki artışlar her kesimi tedirgin ediyor. Türkiye’de son aylarda yaşanan sel felaketleri, yangınlar, kuraklıklar, fiyat belirsizlikleri ve diğer unsurlar hem gıda fiyatlarının artışına ve hem de tarımsal girdi fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Bütün bunlara karşı öncelikle yapılması gereken ise ‘tarımda, kırsal yaşamda ve gıdada çok yönlü bir risk ve afet yönetim planının katılımcı bir biçimde oluşturulmasıdır.’ Bu plan kısa, orta ve uzun vadede farklı senaryolarla üretimi, fiyat hareketliliğini, enflasyonu, dünyadaki gelişmeleri dikkate alacak biçimde oluşturulmalı ve de buna göre önlemleri ortaya koymalıdır.

Belirsizliklerin küresel düzeyde arttığı bu süreçte gıda enflasyonun kontrol altına alınması için çiftçinin girdi ve ürün fiyatları temelinde desteklenmesi önem taşıyor.

Dünyada tarımda, gıdada yaşananlar aynı zamanda tarımsal destekleme sisteminin, araçlarının da yeniden tasarlanması gereğini ortaya çıkarıyor. Her ülke açısından olduğu gibi, Türkiye açısından da tarımda ve gıdada kendine yeterliliğin sağlanması ve buna yönelik politika araçlarının geliştirilmesi artık bir zorunluluk haline geldi.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Haberler içinde yayınlandı | Yorum bırakın